Hem Âlim, hem Velî: Dâvûd-i Kayseri (1258-1350)
Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde yetişen alim ve velilerden.
Asıl adı; Davud bin Mahmud bin Muhammed, lâkabı Şerefüddin'dir.
Dâvûd-i Kayseri diye meşhur olmuştur.
Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekte ise de, 1258 veya 1261 senelerinde doğduğu tahmin edilmektedir.
Kayseri'de doğmuştur.
Karaman'da doğduğunu söyleyenler de vardır.
1350 senesinde İznik'te vefat etti.
Evvelâ Kayseri ve çevresinde ilim tahsil etti.
Siraceddin Urmevi'den Arapça, mantık, kelâm, usul-i fıkıh ve diğer dini ilimleri öğrendi.
Kayseri'de zamanının usulüne göre tahsilini tamamladıktan sonra, ilmini ilerletmek maksadıyla Mısır'a gitti.
Kahire'de üç-dört sene kalıp Hadis-i Şerif, Tefsir ve diğer akli ve nakli ilimleri tahsil etti.
Zekâsı, çalışkanlığı ve ilimdeki yüksek derecesiyle akranları arasında çok parladı.
İran'ın Sava şehrine giderek, Sadreddin-i Konevi'nin talebelerinden Kemalüddin Kaşani'nin talebeleri arasına katılıp, onun sohbetlerinde bulundu.
Onun rehberliğinde tasavvuf yolunda ilerleyip, yüksek derecelere kavuştu.
Aynı zamanda zamanının fen ilimlerinde yüksek bir dereceye ulaştı.
Onun ilimdeki üstünlüğü, derecesinin yüksekliği Anadolu'da meşhur oldu.
Bu sırada İznik'i fetheden Osmanlı Sultanı Orhan Gazi, ilk olarak yaptırdığı Orhaniye Medresesi'ne Dâvûd-i Kayseri'yi müderris tayin etti.
Vefatına kadar bu medresede ilim öğretip pek çok alim yetiştirdi.
İlk Osmanlı medresesinin ilk müderrisi olan Davud-i Kayseri'nin talebeleri, Osmanlı Devleti'nin ilk ilmiye heyetini teşkil etmiştir.
Hayatını ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren Davud-i Kayseri, 1350 yılında İznik'te vefat etti.
Çandırlı Halil Paşa Camii'nin karşısında ve bugün Çınardibi denen yerde defnedildi.
Dâvûd-i Kayseri, enerjitizm, yani tabiatta var olan her şeyin esasını ve bütün tabiat olaylarını enerji ve enerji değişimiyle açıklayan bir fizik doktrininin kurucusudur.
Enerjitizmin kurucusu olduğu iddia edilen Alman kimyacı Wilhelm Ostwald'dan yaklaşık altı asır evvel yaşayan Dâvûd-i Kayseri, alemi; görünür ve görünmez, maddi ve ruhi, her türlü varlıkların toplamı olarak tarif etmiştir.
Alemdeki bütün varlıklar, Allahü Teala'nın isimlerinin ve sıfatlarının tecellisi, akisleridir.
Tabiattaki her şey atomlardan ve moleküllerden meydana gelmiştir.
Ona göre, tabiat kendi özünde enerjiden başka bir şey değildir.
İlk enerji olan Kur'an-ı Kerim'in Fussilet Sûresi, 11.ayetinde bildirilen "Duhân" birçok şekiller aldı ve varlıkların şeklini belirleyen su, hava, ateş ve toprak gibi ilk dört unsura dönmüştür.
Varlıkların atomlardan ve moleküllerden teşekkül ettiğini, onların farklılıklarının atomların sayı ve diziliş farklarından kaynaklandığını söyleyen Davud-i Kayseri, kendinden önceki Yunanlı atomculardan farklı olarak, ilk defa atomların enerji yüklü olduğunu söylemektedir.
Suyu, beyaz atom ve hayat sırrı olarak nitelemiş, belki de ondan statik ve dinamik enerjinin önemini ilk defa anlatmak istemiştir.
- Bilime Yön Veren İslam Alimleri, 1996, 1.Cild, S.214, 215, 216.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder