31 Temmuz 2024 Çarşamba

30 Temmuz 2024 Salı

Bizim derslere bu kadar iştahla çalışmazlar huysuzlar!

Talib Arışahin anlatıyor:

Bahçede beden eğitimi dersi var. 
Arkadaşlar top oynuyor. 
Görültü patırtı heyecan zirvede.
Matematikçi Remziye Hanım, öğretmenler odasının penceresinden maçı seyrediyor. 
Hoca Efendi de vardı yanına. 
Kadın Hocalarla filân çok ilgilenirdi rahmetli. 
Kızım der, evlâdım der, gönüllerine bir şeyler serperdi her vesileyle.

29 Temmuz 2024 Pazartesi

Ne Mutlu/Şiir/Abdullah GÜLCEMAL

Bu asrın hızı ile, çark edene ne mutlu 
Evet, Hakk'ı Bâtıl'ı fark edene ne mutlu. 
Gece derin uykudan uyanıp Allah için 
Sımsıcak yatağını, terk edene ne mutlu.

*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986, s.118.

26 Temmuz 2024 Cuma

Geçmeyin mülkümden, mülk benim dirdin! / Şiir

Geçmeyin mülkümden, mülk benim dirdin 
Türlü mallarını ellere virdin 
İki arşın astar içine girdin
Vazgeç gönül vazgeç çareni ara 
Çalış Hak yolunda bir işe yara

25 Temmuz 2024 Perşembe

Yangının Hoca'dan kaçtığını gözlerimle gördüm!

Yaşar Gökçek Hoca anlatıyor:

Bir gün Konya'da marangozlar çarşısında bir yangın çıktı. 
Öyle bir şey ki... 
Her taraf talaş, her taraf kereste dolu. 
Konya için büyük tehlike bu yangın. 
Daha o zamanlar doğru dürüst itfaiye filân da yok. 

24 Temmuz 2024 Çarşamba

Gel gör ne viraneler var!

Abdürrahim Reyhânî Efendi'nin (1930-1998) talebelerinden Mehmet Demirok anlatıyor:
Kendilerini 23-24-25 Haziran 1980 tarihinde tanıma lütfuna ermiştim. 
1981 yıllarıydı. 
Bir gün kendilerine:
Hakka senin özün doğru
Gezersin Niğde'yi, Bor'u 
Bir de gelsen bize doğru 
Gel gör ne viraneler var. 

22 Temmuz 2024 Pazartesi

Fetih Sûresi'nin Kerâmeti

Bir akşamüstü idi… 
Ali Haydar Efendi’nin kapısı, sivil kıyafetli üç emniyet mensubu tarafından çalındı. 
Eve giren memurlar, iğneden ipliğe her şeyi aradılar. 
Şapka aleyhinde bir belge ele geçirmenin peşindeydiler, ama bir şey bulamamışlardı. 
Evde; dâvâ ile ilgili, İskilipli Âtıf Hoca’nın «Frenk Mukallitliği ve Şapka» isimli eserinden başka bir evrak(!)a rastlanmamıştı. 
Yine de tevkif edildi. 
Böylece bir devrin şecaatli hocasına gözdağı veriliyor, «İttihad ve Terakkî» çetesine kafa tutan cesur adam, sindirilmeye çalışılıyordu. 
Şapka, işin sadece bahanesiydi…

21 Temmuz 2024 Pazar

Ahmed Ağa'ya Gelen Hediyeler

Yüksel Subaşı anlatıyor:
Okuyup yazması olmayan fakat maneviyat deryasının büyüklerinden olan, konuşma ve şiirleriyle herkesi hayrette bırakan Ahmet Ağa ile ilk tanışmamız şöyle olmuştur.

Senelik izinlerimi ailemle beraber Konya'da geçirirdim. 
Gene izinli olarak Konya'da bulunurken, bir gün bir kutu lokum aldım ve Ahmet Ağa'nın Lâdik'teki misafir kabul ettiği odasına vardım. 
Mübarek elini öptüm ve lokum kutusunu pencerenin kenarına koydum. 
Bu sırada mel'un şeytan, içime bir vesvese saldı. 
Şöyle ki: "Her ziyarete gelen elinde bir hediye ile geliyor, acaba bunlar ne oluyor?" diye içimden geçti.

20 Temmuz 2024 Cumartesi

Söyleyin o delikanlıya, karıştırmasın ortalığı!

Yaşar Gökçek Hoca anlatıyor:

İmam Hatib Okulunda kadro sıkıntımız var o zamanlar. 
Maarif Vekâleti kâfi miktarda öğretmen kadrosu vermiyor. 
Eee okulda öğretmene ihtiyacımız var. 
Ne yapacağız? 
Dışardan Hoca temin ediyoruz. 
Ders ücretlerini de, derneğimiz var, dernekçe ödüyoruz.
Bizim Fizik Öğretmeni Said (Ademoğlu) Konya'da benden eski. 
Çevresi daha geniş. 
Astsubay okulundan... 
Şöyle biraz dindar olan, İmam Hatib'e fazla ters düşmeyecek arkadaşları seçti getirdi. 
Onlar da derse giriyor. 
Başkaları da var öyle, dışardan derse giren.
Bir arkadaşımız var, işte bu dışardan gelenler arasında. Arabca'ya giriyor.

19 Temmuz 2024 Cuma

Cemâlullâh İçin/Şiir/Abdullah GÜLCEMAL

Ne makam, ne mevki, ne mal içindir. 
Sa'yimiz de kesb-i kemâl içindir. 
İki cihanda da mülk O'nun elbet; 
Cennet'e.talipsek Cemâl içindir.

*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986, s.119.

15 Temmuz 2024 Pazartesi

Baba, burası Konya değil, İstanbol!

Hacı veyiszâde Mustafa Efendi, bir selâm ırmağı gibi akardı, dışarı çıkınca hep; evden, câmiden ya da başkaca bir yerden dışarı çıkınca... 
Genç koca, Hacı Hoca, cingen cerit, kim olursa olsun önüne gelen herkese:
-Es-Selâmü Aleyküm! der giderdi. 
Güzel yüzü çiçekleri hiç solmayan bir tebessüm bahçesiydi. Herkes ayağa kalkardı ona taʼzi- men. Yoldan sokaktan geçerken.

14 Temmuz 2024 Pazar

Türk Askerinin Kore'de Düşman Çemberinden Kurtarılışı

Yüksel Subaşı anlatıyor:

Bir gün tesadüfen Ladikli Ahmed Ağa'nın Odası'nda ikimizden başka kimse yoktu. 
Hayat hikâyesini bana tatlı üslubu ve yanık sesiyle anlatmıştı. 
Kore Harbinden de bahsetti ve dedi ki:

12 Temmuz 2024 Cuma

Allâh Rasûlü’nün Çin’deki İlk Temsilcisi

Îmânı aşkla yaşayan kahramanlardan biri de Vehb bin Kebşe Radıyallahü Anh’tır. 
Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir. 
Peygamber Efendimiz Sallallâhü Aleyhi ve Sellam onu, Çin’de tebliğ hizmetinde bulunmak üzere vazîfelendirmişti. 
Hâlbuki o zamanın şartlarında Çin, Medîne-i Münevvere’den bir senelik mesâfede idi.

11 Temmuz 2024 Perşembe

Yetmiş gün daha sabret, sonra vazifene döneceksin.

Tahir Büyükkörükçü Hoca, Konya'nın Sarayönü İlçesi'ne bağlı Lâdik Kasabası Çarşı Camii'nde yaptığı vaaz-ı nasihatinde şöyle anlatıyor:

Bir gün Lâdikli Ahmed Ağa'nın ziyaretine gittim. 
Odasına doğru ilerlerken bana:
-Tahir hocam, sizi kederli görüyorum, dedi. 

10 Temmuz 2024 Çarşamba

Konya'mızda bir gün, bir büyük fütühât olacak......

Hacı Veyiszâde, önce Piri Paşa Camii'nde görev yapmış, Konyalılar onu sonra büyük hocadır, büyük câmiye yaraşır diye Kapı Camii'ne almışlar. 
Fakat bir müddet sonra, oradan da Aziziye Camii'ne göndermişler: "Hoca namazda yörüüyor yaav, namazlarımız ifsad oluyor!" diyerek.
Hoca'nın Aziziye Camii'nde olmaktan bir şikâyeti yok. 
Ancak, Kapı Camii cemaatının namazlarının ifsâd olduğu zehabına kapılmalarına epey üzülüyor.

9 Temmuz 2024 Salı

Hürriyet Diye/Şiir/Abdullah GÜLCEMAL

Bir fasit dairede, döner durur devamlı, 
Körkuyu, başındaki divane'ye şaşmakta... 
Hatıra şöyle dursun, ümitler bile gamlı, 
Toplum Hürriyet diye karanlığa koşmakta.

*Gönül Söyler Dil Susar, Abdullah GÜLCEMAL, 1986, s.116.

6 Temmuz 2024 Cumartesi

Affını Mevlâ'dan iste, kimseden yok menfaat / Şiir

Hakk'a bak, cemâle bak, âşık-ı sûzâna bak 
Affını Mevlâ'dan iste, kimseden yok menfaat 
Aklını başına topla, sıdk ile Hüdâ'ya tap 
Yapış sehavet ağacından, kalbine bir bina yap

5 Temmuz 2024 Cuma

Başbakan Adnan Menderes'ten Hacı Veyiszâde İçin Telgraf

Yıl bin dokuz yüz elli dokuz.
Hacı Veyiszâde'nin refikası Meryem Hanımın vefatından bir süre sonra, Mehmet Tekin onu yalnızlıktan kurtarma gayretine girdi:
-Hocam?
-Söğle babam!
-Meryem validenin vefâtından sonra yalnız kaldınız.
-Eeeee?
-Bizim bir Fahriye annemiz var. 
Eşrefoğlu Rumi Hazretlerinin ahfâdındandır. 
Ankara'da durur. 
Çok has kadındır. 
Henüz mevzuyu ona açmadım. 
Önce sizin muvafakatinizi almak istedim. 
Siz uygun bulursanız meseleyi ona da açacağım. 
Sizi bu yalnızlıktan kurtaralım Hocam?.

4 Temmuz 2024 Perşembe

Hasan Çavuş'un Kanlı Yeleği

Köyde Kara Hasan diye bilinirdi. 
Gözünü budaktan sakınmayan cinsten, cesur ve kararlı bir delikanlıydı. 
Okumayı, öğrenmeyi çok seviyordu.
İlk önce doğduğu köyde Kur'an okumayı öğrendi. 
Daha sonra hafız olmaya karar verdi ve parlak zekâsıyla kısa bir sürede o isteğine de kavuştu.
Bununla da iktifa etmedi ve Konya’da bulunan İnce Minare Medresesi’nde tahsilini devam ettirdi. 
Bu medresede hadis ilimlerini öğrendi ve icazetini aldı. 

3 Temmuz 2024 Çarşamba

Kemal Sunal, Nâm-ı Diğer İnek Kemal'in Ailesi'nin Vergi Kaçakçılığı


68 kuşağı komünistlerinden Mustafa Kuseyri vardı. 
Ankara Hukuk Fakültesi öğrencisiydi. 
22 Mayıs 1970'te SBF'de öldürüldü. 
Faşistler vurdu dendi. 
Solcu ve komünist basınla beraber Müslümanlara etmedik hakaret bırakmadılar. 
Ankara Üniversitesi Rektörlüğü can güvenliği kalmadığı gerekçesiyle okulu kapattı. 
1 Haziranda binlerce solcu olayı protesto etti. 
Çok zaman sonra Mustafa Kuseyri'yi kendi arkadaşı komünist Nejat Arun'un öldürdüğü ortaya çıktı.

1 Temmuz 2024 Pazartesi

Benim bu sözlerim ibret olsun, kalan sağlara / Şiir

Benim bu sözlerim ibret olsun, kalan sağlara 
Bir sözüm yok söylenecek, kalbi kara horlara 
Ne söylesen ne kâr eder, böyle olan kullara 
Ey Hüda'm beni kavuştur, affolan mağfurlara