29 Ocak 2025 Çarşamba

Hz. İsa İle Dağın Konuşması

Hz. İsa Aleyhisselâm, günlerden bir gün gezmeye çıkmış dolaşırken bir dağ dibine gelmiş, orada su bulup onu içmiş. Ancak içtiği su acı ve dağ da devamlı titriyormuş. Bunun üzerine Hz. İsa Aleyhisselâm ile o dağ arasında lisan-ı hâl ile şu konuşma geçmiş:
Hz. İsa:
-Bu su niçin acıdır ve sen niçin durmadan titriyorsun?

Dağ:
-Ey Rûhullah! Hz. Musa Aleyhisselâm zamanında bir genç, gezerken buraya uğradı ve "Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının." (Bakara, 2/24) âyetini okudu. 
Bu âyet Tevrat, İncil, Zebur ve Furkan'da (Kur'an) var mıdır?

Hz. İsa: 
-Evet, İncil, Tevrat, Zebur ve Kur'an'da bu âyet vardır.

Dağ:
-Ey İsa! İncil senin, Kur'an Hz. Muhammed Mustafa'nındır. Ey Rūhullah! Senin yaptığın dua kabul olunur; Yüce Allah'a (Çalap Teâlâ) dua et, beni bu titremekten kurtarsın.

Hz. İsa Aleyhisselâm dua etti ve o anda dağın titremesi durduğu gibi acı suyu da tatlandı. Bunun üzerine dağ:
-Ey Rûhullah! Benim içimde İsrailoğulları zamanından kalan bir ihtiyar var. Hz. Muhammed'i veya onun ümmetini görmeyi çok arzu etmektedir. 
Ancak ne zaman ki "Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakının; o, inkârcılar için hazırlanmıştır." (Bakara, 2/24) âyetini okudu, o zamandan beri gece gündüz ağlayıp durdu. Bu acı su onun gözyaşıdır. 
İhtiyarın gözyaşı daha başka sulara karıştı ve hepsini acılaştırdı. Şimdi, Allah'a şükür, senin yaptığın dua bereketiyle (ihtiyarın) ağlaması durdu, acı sular da tatlandı.

Hz. İsa Aleyhisselâm bu heybetli durumu görünce hayretler içerisinde kaldı, dünyalık olarak bir keşkülü (çanak), bir âsâsı, bir de iğnesi vardı. Onları da hemen başkalarına bağışladı.

* Makâlât, Hacı Bektâş-ı Velî

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder