Fikret Bayaslan anlatıyor:
Ahmed Ağa ve benzeri insanların işine akıl sır ermiyor.
Belenli bir Hayreddin Efendi vardı, İskenderun Belen'den...
Ahmed Ağa'nın ve Hacı Veyiszâde'nin irşad dairesi içinde yetişmiş bir zattı bu Belenli Ahmed Efendi.
Şimdi vefat etti, vaktiyle buraya -Lâdik'e- gelir giderdi.
Elimizden geldiği kadar hizmetinde bulunur, sohbetini dinlerdik.
Bir gün, yine işte böyle bayram günleri, bahçedeyim...
Öyle bir boş vaktimdi, beli aldım, biraz bahçe belledim.
Bahçeyi öyle belleyip dururken, Hayreddin Efendi aklıma düştü.
O zaman sağ daha...
Ve İskenderun'da, Belen'de:
Telefon açayım da Hayreddin Baba'nın bayramını tebrik edeyim, dedim, içimden, kendi kendime.
Sonra beli bıraktım, içeri girdim, telefon açtım.
Hayreddin Efendi de evdeymiş o anda, telefona o çıktı:
-Selâmün Aleyküm!
-Aleyküm Selâm!..
-Efendim, ben Lâdik'ten Fikret Bayaslan. Hacı Baba bayramın mübârek olsun, dedim.
-Sağol evlâdım amma sen on dakka evvel burdaydın, biz seninle bayramlaştık, dedi.
İçinizden geçtiği an olan olmuş demek ki?
- Evet!
"Ameller niyetlerle kaimdir" diye bir hadis var.
Onu şimdi daha iyi anlıyorum.
İnsan daha niyetini koyduğu an yapıyor o niyetine koyduğu şeyi demek ki?
Evet evet! Hayreddin Efendi, "Ahmed Ağa'nın gayb ricâlinin askeriye kolunda yer alan evliyalardan" olduğunu söylerdi.
Bu bayramlaşma olayından şunu çıkarıyorum ben.
Niyetine koyduğun şeyi niyetine koyduğun an yapıyorsun ya da aynen yapmış gibi oluyorsun demek ki...
Çooook dikkatli olması gerekiyor insanın çok.
İyi şeyler iyi de, ya kötü şeyler?..
Neler koyuyor insanlar niyetlerine neler...
Heey güzelim İslâmiyet hey!..
"Göz zina"sından "kulak zinası"ndan bahseder İslâm fıkhı da, garibine gider bazılarının...
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: 127, 128
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder