Haçlı seferleri esnasında Filistin'de bulunan Haçlı hükümdarları, kendilerini Müslüman doktorlara tedavi ettirirlerdi.
Kendi doktorlarına güvenemezlerdi.
Çünkü onlar bir cellattan farksızdı.
Onların eline düşmek, ölümü göze almak demekti.
Bacağında çıban çıkan bir şövalyenin ayağı gözler önünde kesilmişti.
Sıtmalı bir kadının da önce saçları kesilmiş, sonra da "başına şeytan girdi diye, başının derisi yüzülmüş ve ölüme bırakılmıştı.
Bu durumda onlara nasıl güvenebilirlerdi?
Bu, Ortaçağ Avrupa'sının tıp anlayışından sadece bir örnektir.
Avrupa'yı kötülemek için ortaya atılmış bir iddia değildir.
Tarihe kaydolmuş bu hakikat, bizzat Avrupalı bilginler tarafından itiraf edilmektedir.
Büren'li Prens Wilhelm, konu ile ilgili bir hatırasını şöyle anlatır:
"Memleketimizde gücü-kuvveti yerinde bir şövalye vardı.
Ölüm derecesinde hastalanmıştı.
En seçkin rahiplerimizden birisiyle şövalyeye gittik.
Rahibin şövalyeyi takdis edeceğini sanıyorduk.
Ama öyle olmadı.
Önce hastaya baktı.
Bir balmumu istedi.
Getirdik.
Balmumunu eline aldI ve yumuşattı.
Bir nevi tıkaç yaparak hastanın burun deliklerinden birini onunla tıkadı.
Sonra da yanından ayrıldı.
Şövalye çok geçmeden öldü.
Durumu rahibe bildirmek için gittiğimde, daha ben konuşmadan:
-Herhalde şövalye ölmüştür, dedi.
Sonra da şunları ekledi:
-O. çok ıztırap çekecekti.
Ölmesi ve böylece huzura kavuşması için burnunu tıkadım.
Papazlara göre eczahaneler, dinsizliğin simgesiydi, bunlar insanı inkâra saptırırdı.
Amerikalı ilim tarihi araştırıcılarından Will Durant, "İman Çağı" adlı eserinde:
İlk dispanser ve eczaneler Müslümanların eseridir.
Eczacılık Fakültesi ilk defa Müslümanlar tarafından kurulmuştur.
Kendisi bir doktor olan Vezir Ali bin Abbas, 931 tarihinde şehir şehir gezip hastaları tedavi edecek doktorlardan bir heyet meydana getirdi.
Bazı hekimler her gün hapishaneleri dolaşır, mahkûmları tedavi ederlerdi.
Bilhassa deliler için, gayet insani bir tedavi usulü tatbik edilirdi.
931 tarihinde Bağdat şehrinde 860 hekim vardı.
Ali bin Rıdvân, Mısır'ın güzel bir tıbbi topoğrafyasını yaptı.
Böylece ilk tıbbî topoğrafyayı yapan kişi olarak da tarihe geçti.
- Bilime Yön Veren İslam Alimleri, 1996, 1.Cild, S.69, 70, 71.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder