Esnaflar ona saygı ve sevgi gösterirler, izzet-i ikramda bulunurlar, bu konuda da birbirleriyle yarışırlarmış. O esnada çarşıya yeni bir esnaf gelmiş,
Cemil Baba'ya esnafın bu ilgisini yadırgamış.
Cemil Baba'nın kılık kıyafetine bakmış, begenmemiş; "Kirlide keramet mi olur?" demiş.
Yüzünü başka tarafa çevirip Cemil Baba'yı görmemezlikten gelmiş; "Şu kirliye herkes Cemil Baba deyip ayağa kalkıyor", diye de esnafı ayıplamış.
O gece adam rüya görmüş.
Rüyada dört kişi adamı tuttukları gibi, bir Cami-i Kebir'in minaresine, bir Kurşunlu Camii'nin minaresine, bir Bürüngüz Camii'nin minaresine çıkarmışlar ve "Atalım mı aşağı?" diye de adamı minareden sallandırıyorlarmış.
Adam sabaha kadar ölüm kalım mücadelesi vermiş.
Korkudan ölecekmiş neredeyse.
Sabahleyin kan ter içinde uyanmış, güç bela dükkanını açmış.
Bakmış, karşıdan Cemil Baba geliyor.
Hemen koşup sarılmış:
-Buyur baba bir çay, bir soğukluk ikram edeyim, demiş.
Cemil Baba, adamın yüzüne bakmadan:
-Minareyi görmeseydin, aklın başına gelmezdi ya? demiş
* Hak Dostlarından Hatıralar, Mahmut Bıyıklı, Mavi Yayıncılık, 2008, s.139.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder