Ahmed Ağa'nın mektubcusu Zekai Genç anlatıyor:
Ben bir gün sordum kendisine:
-Kadınlar da var mı bu işin içinde Ahmed Ağa? diye sordum.
Bir mektup vardı o anda elinde okunacak:
-Şunu bir oku da anlatayım! dedi.
Neyse mektubu okuyuverdim.
Şunu anlattı o zaman Ahmed Ağa:
-Bir gün Ankara'dayız bizim üstadla.
Bir yere gidiyoruz.
Senin sorduğun şeyin aynısını ben de sordum ona o zaman da:
-Sen şu sokaktan git, ben bu sokaktan gideyim!
İlerde filân yerde buluşuruz! dedi.
Yolumuz ayrıldı.
İlerde buluşacaz.
Ben işte o sokakta giderken, bir kadın bağırdı yukardan, apartmanın birinden:
-Ahmed Ağaa, az bekle sana azık getirecem! dedi.
Böyle demesiyle azığı elime vermesi bir oldu.
Kadını gördüm görmedim...
Ne tanırım, ne bilirim!..
Neyse biz azığı aldık giderken, hatta orda bir câhil polisle başımız derde de gireyazdı az kalsın.
Polis görmüş meğer o andaki alış-verişi ve şüphelenmiş bizden:
-Ülen tahta sakallı!
Yaşına başına bakmadan ne işler çeviriyon sen? dedi tutturdu.
-Güç bela kurtulabildim elinden polisin.
Sonra ilerde buluşunca üstad güldü:
-Ne oldu, dedi, kadından da evliya oluyor muymuş?
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: 132
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder