Lâdikli Mustafa Külahlı anlatıyor:
Sabah erken açtım dükkânı, temizlik yapıyorum.
Ahmed Ağa geldi, selâm kelâm:
-Oğlum bana bir tütün ver! dedi.
Tütün içerdi rahmetli.
Tuttum bir tütün verdim:
Trabzonlu bir Hocamız vardı, bizim eniştemiz olurdu.
Evlerimiz de dipdibe...
Askerde öldü, bir çocuğu vardı, altı aylık filân işte...
Onu soruyor Hacı Ahmed Ağa:
Duymadım Hacı emmi, öğle bişiy duymadım.
Daha akşam beraberdiler bizim çocuklar... dedim.
Hakikaten de o akşam kız kardeşime gitmişlerdi bizim çocuklar.
Zaten evlerimiz de dipdibe.
Hatta rahmetli eniştenin annesi de gelmiş o gece Trabzon'dan.
Çocuğun hasta olması filân da sözkonusu değildi yani.
Öyle bişiy olsa ilk defa benim haberim olması lâzım.
Ben, "öyle bişiy duymadım Hacı emmi" deyince, Ahmed Ağa:
-Hoca onu götürdü! dedi.
Allah Allah!.. Şaşırdım kaldım.
Derken Ahmed Ağa gitti, az sonra annem geldi:
-Ne hayır anne? dedim.
-Hoca'nın çocuğu geçindi (öldü), ona bir kefinlik vir de götüreyim! dedi.
Ben duymadım, hem yiğenim hem de evlerimiz dipdibe olduğu halde...
Ahmed Ağa, tââ öte mahallede haberdar...
Böyleydi rahmetlik.
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: 145
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder