27 Ocak 2023 Cuma

Dürüst Tüccâr

Tabiinden Yunus b. Ubeydü'l-Basrî, Basra'da ticaret eder, bir kölesi de Horasan'ın Sus şehrinde kendisi için şeker imal ederdi. 
Kölesi kendisine yazdığı mektupta: 
-Bu sene şeker kamışlarına hastalık geldi, sen şekeri depo et! dedi. 

Adamcağız da Basra'daki tüccarın şekerini tamamen aldı. 
Vakti gelince, şekeri otuz bin dirhem kârı ile sattı. 
Akşam evine gelip yatağına yatınca, şöyle bir düşündü: 
"Evet, ben otuz bin dirhem kazandım. 
Fakat diğer taraftan yapmakla mükellef olduğum nasihati terk ettim. 
Adama vaziyeti anlatmadan malını aldım. 
Bunun için de manevi ziyandayım. 
Bunun en doğrusu, bu ticareti adama vermektir" dedi ve sabahleyin doğruca şeker tüccarına giderek:
- Paranı al, dedi. 
Tüccar:
-Hayrola, bu para nereden? diye sorunca, adam, hâdiseyi anlattı ve o zaman piyasayı ve şekerin vaziyetini haber vermediği için kendisini aldatmış olduğunu söyledi. 
Tüccar:
-Helâli hoş olsun; o zaman anlatmamışsan, şimdi vaziyeti bildirdin.
Memnun oldum, paranı al götür! dedi. 

Adam evine dönünce yine düşündü: 
-Hayır, bu doğru değil! 
Ben tüccarı aldattım. 
O zaman şekerin vaziyetini kendisine bildirmedim.
Tüccar şimdi utandığı için bu parayı kabul etmemiştir, diyerek ertesi gün hemen parayı götürüp tüccara teslim etti ve:
-Benim gönlüm ancak böyle rahat eder, sen şu malını al, dedi.
Bu söz üzerine şekerin sahibi parayı aldı.

  • Gazâli'den Tasavvufî Hikayeler, S.47.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder