Hacı Veyiszâde merhumun Konya İmam Hatib Okulu'ndan öğrencisi Eminönü Müftüsü Mehmet Doğru Hoca, Nuruosmaniye Camii Hünkâr Kasrı'nda anlatıyor:
Hacı Veyiszâde Hoca Efendi, okulda, sınıfa girer, yazılı yapacaktır.
Soruları sorar, yazdırır, sonra sınıfta seccâdeyi serdirir, kıbleye karşı, namaza dururdu.
-Namaz bittikten sonra, konuşanları, kopye çekenleri tek tek azarlardı.
Görmediği halde, bilirdi.
Azarlaması da kırıcı değildir: "Sahtekâr, huysuz, dussuz, kursaksız" gibi sıkca kullandığı, ama hakaret maksadı taşımayan sözlerdi bunlar.
Ve işin asıl ilginç tarafı, herkes ne yazarsa yazsın, isterse kitaptan olduğu gibi yazsın, bildiği kadar not alırdı.
Soruları sorar, yazdırır, sonra sınıfta seccâdeyi serdirir, kıbleye karşı, namaza dururdu.
-Namaz bittikten sonra, konuşanları, kopye çekenleri tek tek azarlardı.
Görmediği halde, bilirdi.
Azarlaması da kırıcı değildir: "Sahtekâr, huysuz, dussuz, kursaksız" gibi sıkca kullandığı, ama hakaret maksadı taşımayan sözlerdi bunlar.
Ve işin asıl ilginç tarafı, herkes ne yazarsa yazsın, isterse kitaptan olduğu gibi yazsın, bildiği kadar not alırdı.
* Hacı Veyiszâde, Mustafa ÖZDAMAR, 1997, s.244.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder