Konya'da, Hayra Hizmet Vakfi'nda, Hasan Hüseyin Varol Hoca anlatıyor:
-Bir kış günüydü, arkadaşlarla ziyaretine gitmiştik.
Yatsı namazını kıldık.
Belli bir saati vardı Ahmed Ağa'nın, o vakit gelince müsaade alıp gidiyordu.
O gün de öyle yaptı:
-Hacı Baba, nereye gideceksiniz bugün? diye sordum.
-Bugün Arabistan tarafına gideceğiz! dedi.
-Oradan bize taze yiyecekler getir! dedim.
-Olur, getireyim! dedi, çıktı.
Biz Ahmed Ağa'nın bu türlü gitmelerine defalarca rastladığımız için biliyoruz, gönlümüz rahat, garibimize gitmezdi.
Böyle sır olup gitmeleri sırasında, biz çoğunlukla Ahmed Ağa'nın o meşhur odasında geceler, sonra, sabah namazına doğru tekrar mülaki olurduk onunla.
Ahmed Ağa sanki abdest tazeleme ye çıkmış da dönüyormuş gibi giriverirdi içeriye.
O gece de öyle yaptı, geldi.
Biz de sabah namazına hazırlanmıştık zaten.
Hep birlikte namazlarımızı kılınca Ahmed Ağa, istediğimiz meyveleri önümüze getirdi koydu:
Portakal, muz ve üzüm vardı hatırladığım kadarıyla...
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.:185.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder