Fahri Bey, Suna Hanım'la evlidir.
Çift birbirine sıkı sıkıya bağlı ve mutludur.
Bir gün Suna Hanım hamama gider. Vücudunda görülmesi zor bir yerde olan benini arkadaşı Neriman Hanım görür ve akşam laf arasında kocası Mustafa Bey'e anlatır.
Fahri Bey, evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey'le karşılaşır.
Nedendir bilinmez, aralarındaki sohbet bir anda tartışmaya döner.
Fahri Bey, evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey'le karşılaşır.
Nedendir bilinmez, aralarındaki sohbet bir anda tartışmaya döner.
Ve Mustafa Bey, bel altı vurarak Fahri Bey'e şunu söyler:
-Sen benimle uğraşacağına git karına sahip çık.
Ben senin karının sırtındaki beni bile bilirim.
İşte bu noktada Fahri Bey'in dünyası başına yıkılır.
Suna Hanım'ı çok sevip güvenir ama içine şüphe düşmüştür bir kere.
O yüzden eşiyle konuşur bu durumu ve tabii ki Suna Hanım iddiaları kabul etmez.
Fahri Bey konuyu kapatsa da günler geçtikçe eşine davranışları da değişir.
En nihayet bir gece yine bir tartışmadan sonra ceketini alıp evden çıkar.
Fahri Bey eve geldiğinde Suna Hanım'ın kendini asarak intihar ettiğini görür.
Gözyaşları içinde eşini ipten indirirken güneşin ilk ışıkları eve dolmaktadır.
Suna Hanım'ın intihar notunda şunlar yazmaktadır:
-Kusura bakma beyim, ama günlerdir kafandaki soru işaretlerinin sebebini bilmekteyim.
Kendimi temize çıkarmak için başka yol göremedim.
Şunu bil ki, ben sana hiç ihanet etmedim.
Biricik eşini kaybetmenin acısıyla şu türküyü yakar Fahri Bey:
Şafak söktü gine sunam uyanmaz
Hasret çeken gönül derde dayanmaz
Çağırırım sunam sesim duyulmaz
Uyan sunam uyan derin uykudan
Çektiğim gönül elinden
Usandım gurbet elinden
Hiç kimse bilmez halinden
Uyan sunam uyan derin uykudan
Bunca diyar gezdim gözlerin için
Niye küstün bana el sözü için
Dilerim Allah'tan sızlasın için
Uyan sunam uyan derin uykudan
Kaynak ne kadar sağlam bilinmiyor ama, Fahri Kayahan, bu elim hadiseden sonra tutuklanmış ve bir daha asla Malatya’ya dönmez.
Cezaevinden çıktıktan yıllar sonra konser vermek için trenle Elazığ'a gitmektedir.
Tren Malatya il sınırına girdiği anda Fahri Kayahan yere kapaklanır ve Malatya il sınırından çıkana kadar bu vaziyette kalır.
Yolculuk yaptığı esnada Malatya yakınlarından geçerken arkadaşına; "Gözümü bağla, bağla ki ne ben Malatya'yı göreyim ne de Malatya beni görsün Suna'm rahat uyusun" der.
(Arş. Gör. Murat Buğra Tahtalı'nın araştırmasıdır.)
Not: Hikayedeki kişiler gerçek, ancak Neriman Hanım ve Mustafa Bey isimleri kurgusaldır.
Kaynaklar:
- https://onedio.com/haber/iftiranin-ayirdigi-iki-asik-icimizi-ciz-ettiren-uyan-sunam-turkusunun-huzunlu-hikayesi-1014462
- https://www.mardinlife.com/safak-soktu-sunam-uyanmaz-uyan-sunam-uyan-turkusu-hikayesi-ve-sarki-sozleri.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder