"Lâdikli Ahmed Ağa" Kitabının Kapağı
Lâdikli tamirci Hatib Mustafa (Alakır) anlatıyor:
-Bir gün evde acil bir iş zuhur etti.
Bana çok acele amele lâzım.
Mevsim de yaz günü, herkesin bir işi gücü var.
Amele bulabilmek için köyün içinde fellik fellik dolaşmam gerekiyor.
Tamirciyim ben, tamirhanem var.
Motordan filan da anlıyorum ya, konu komşu herkes çağırır beni, bir arıza zuhur edince.
O gün işte, amele bulma derdiyle dükkândan çıktım, Yukarı Mahalle'ye doğru gidiyorum.
Ahmed Ağa'nın evi de Yukarı Mahallede.
Baktım, yukardan Ahmed Ağa geliyor.
Allah biliyor ya, içimden:; "Eyvah, Ahmed Ağa'nın su motoru bozulmuş gene galiba?
Beni çağırmaya geliyor herhalde?..
Hiç de zamanı değil amma, ne yapacaz bakalım?" diye döküp düşünürken, Ahmed Ağa bu tarafa geliyor, ben de o tarafa gidiyorum ya, şöyle yanı başıma gelince:
-Selâmün Aleyküm! dedi.
Ben: Aleyküm Selâm Ahmed Ağa! der demez, Ahmed Ağa:
Gaç benim moturum filân bozuk değil.
İçinden cık cık edip durma!
Git ameleni ara! dedi.
Ahmed Ağa böyleydi. Kapalı yoktu ona. Kafandan, kalbinden geçirdiğin şeyler, onun gönül ekranında ayan beyan olurdu.
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: 59
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder