"Lâdikli Ahmed Ağa" Kitabının Kapağı
Bizim Aşık Hüseyin'le birlikteyiz.
İnce insan Hüseyin İnce, sağ olsun bize yardımcı oluyor.
Rehberlik ediyor bize.
Hacı Veviszâde deryasında Ahmed Ağa'yı arıyoruz.
Ora gittik bura gittik, elimiz boş döndük pek çok yerden.
Ama ne yârden geçtik, ne de serden....
- Gel bir de Dellâl Bazarına uğrayalım! dedik.
Altın kalbli Hasan Altun Hoca'ya gittik.
Orda yedik tepemize topuzu, gül beklerken işte!
Dur bakalım, bir hayır var bu işte....
Hacı Veyiszâde ile Ahmed Ağa birbirine komşu, içiçe iki deniz.
O sebeble Ahmed Ağa'da Hacı Veyiszâde'yi, Hacı Veyiszâde'de Ahmed Ağa'yı arıyoruz zaman zaman.
İkisi birbirine çok karışıyor bazan.
Muhâlefet değil, muvafakat, mutabakat, uyum, âhenk tarzında bir karışma bu.
Vaktiyle, Hacı Veyiszâde ile Ahmed Ağa Ilgın'ın bir köyüne bir rahmet duasına gitmişler.
Halk, kalabalık toplanmış.
Hacı Veyisză de, Ahmed Ağa'ya:
-Sen dua et Ahmed Ağa! demiş.
Ahmed Ağa:
-Siz buyurun üstadım! demiş.
Bunun üzerine Hacı Veyiszâde:
-Peki Ahmed Ağa, peki...
Ben dua edecem, ama sen de âmin diyecen!..
Hacı Veyiszâde dua ederken, Ahmed Ağa da âmin deyince, gökler yarılmaya başlamış sanki.
Bir rahmet bir rahmet...
Pilav milâv yiyememiş halk...
Kazanlarda kalmış hepsi, yağmur altında...
Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu'nun Mezarı
Aynı arabada talebeleri de varmış Hacı VeyiszÂde'nin:
-Gözleriniz yaşardı, niye ağlıyorsunuz Hocam? diye sormuşlar. Hacı Veyiszâde, Ahmed Ağa'ya:
Sen anlat Ahmed Ağa! demiş, niye ağladığımızı anlat çocuklara!
Ahmed Ağa şunu söylemiş o zaman:
-Oğlum, vaktiyle buralarda kıyasıya çatışmalar olmuştu küffår ile de...
Sizler gibi nice taze genç yiğitler şehit düşmüştü Allah uğrunda burada da...
O sahne açıldı önümüze az önce tayy-i zaman ile de...
Ona ağladık!..İşte o tarihlerde veya o tarihlerden biraz daha önceleri Ahmed Ağa'ya:
-Hacı Veyiszâde Hocamızın mertebesi ne? filân diye sormuşlar da... Ahmed Ağa:
- Oğlum, demiş, Hacı Veyiszâde, hem dibine dabanına inilmez bir derya denize, hem de depesine çıkılmaz bir cebel dağa benzer!..
Gıymatını bilin Hocanızın!..
Ahmed Ağa bunu söylediği tarihlerde, kendisi o zamanlar daha Hızır Aleyhisselâmın seyisi ve "Gayb Ricâli"nin, "bilinmez adamlar"ın postası ve kapıcısıymış.
Sonra; kırklara, yedilere ve üçlere kadar terfi ederek, o da bir "derya deniz" olmuş ve "depesine çıkılmaz bir cebel dağ" gibi yükselmiş.
Kaynak: Lâdikli Ahmed Ağa, Mustafa ÖZDAMAR Sh.: 78, 79
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder