Selçuklular zamanında, ictimâî ve siyasî gerilimlerin halkı da yöneticileri de çok yorup yıprattığı günlerde, iki ara bir dere hengâmelerinde çok yorulan bir şahne (bir tür vali), Hazreti Mevlânâ'ya, yorgunlugunu gerekçe göstererek, şahnelikten istifa edip başka bir işle meşgul olmak istediğini söyleyince; Hazreti Mevlânâ söyle bir hikâye anlatmış şahneye:
-Harun Reşîd zamanında bir şahne vardı. Hızır Aleyhisselâm her gün onu ziyaret eder, gönlünü alırdı.
Bir gün yorgunluğunu ileri sürerek işten el çekip emekliye ayrılınca, Hızır Aleyhisselâm ziyaretlerini kesti, yanına yöresine uğramaz oldu.
Bu duruma çok üzülen şahneye bir gece rüyasında: "Senin derecenin yüksekliği o işte idi" dediler.
Ertesi günü doğru Halifeye giden şahne tekrar vazifeye talib oldu.-Harun Reşîd zamanında bir şahne vardı. Hızır Aleyhisselâm her gün onu ziyaret eder, gönlünü alırdı.
Bir gün yorgunluğunu ileri sürerek işten el çekip emekliye ayrılınca, Hızır Aleyhisselâm ziyaretlerini kesti, yanına yöresine uğramaz oldu.
Bu duruma çok üzülen şahneye bir gece rüyasında: "Senin derecenin yüksekliği o işte idi" dediler.
Halife Harun Reşid, bu dürüst adamı kırmayarak onu tekrar aynı göreve getirdi.
Şahne eski Aleyhisselâm görevine başlayınca Hızır ona şunu söyledi: Senin derecenin yükselmesi, divanda oturup miskinleri, zayıfları, mazlumları mağdurları koruyup kollamandadır.
Binlerce halvetten, binlerce çileden değerli bir iş bu.
Hazreti Mevlânâ bunu anlatınca şahne istifadan vazgeçmiş.
* İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.:75, 76.
"İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ" Kitap Kapağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder