Hazreti Mevlânâ bir gün bir vaazında tevazu ve mahviyyetten, Allah'ın esrarı içinde boyun bükme ve verimli olabilme halinden dem vururken, meyvesi bol olan ağaçları dallarının aşağıya sarkışını alçak gönüllü insanların tevâzuuna benzeterek şunları söyledi:
-Enbiyalar Sultanı Efendimiz Alehisselâm, -ezel ebed en yüce mertebede bulunduğu halde- son derece alçak gönüllü idi.Zira, onun varlık ağacı, eskilerin ve yenilerin bütün meyvelerini kendisinde toplamıştı.Hazreti Peygamber, gelmiş geçmiş bütün peygamberlerden, bütün velilerden daha alçak gönüllü ve sabırlıydı.
Toprak gibiydi.Nitekim o:
-Ben halka boyun eğmek -halka eğilmek, halka inmek- ve onlara iyi huyla muamele etmekle emrolundum.
Hiçbir peygamber benim kadar zahmet çekmemiş ve benim kadar eziyete maruz kalmamıştır" diye buyurmuştur.(Onları zahmetten rahmete çekme mücadeleleri içinde, cehalet ve dalâlet içre) Mübarek başını yardıkları ve mübarek dişlerini kırdıkları zaman bile, onlara yine de sonsuz keremiyle muamele ederek:
"Onları doğruya ulaştır Allahım, doğruyu bilmiyorlar" diye dua buyurdu.
Lânet etmedi, beddua etmedi.
Cenâb-ı Peygamber, herkese herkesten önce selam verirdi.
Her konuda olduğu gibi, bu konuda da Allah'ın Rasûlünü geçen olmamıştır.
Adem oğullarının hamuru ve çamuru topraktandır;
İnsan toprak gibi mütevazı olmazsa adam olamaz!
-Ben halka boyun eğmek -halka eğilmek, halka inmek- ve onlara iyi huyla muamele etmekle emrolundum.
Hiçbir peygamber benim kadar zahmet çekmemiş ve benim kadar eziyete maruz kalmamıştır" diye buyurmuştur.(Onları zahmetten rahmete çekme mücadeleleri içinde, cehalet ve dalâlet içre) Mübarek başını yardıkları ve mübarek dişlerini kırdıkları zaman bile, onlara yine de sonsuz keremiyle muamele ederek:
"Onları doğruya ulaştır Allahım, doğruyu bilmiyorlar" diye dua buyurdu.
Lânet etmedi, beddua etmedi.
Cenâb-ı Peygamber, herkese herkesten önce selam verirdi.
Her konuda olduğu gibi, bu konuda da Allah'ın Rasûlünü geçen olmamıştır.
Adem oğullarının hamuru ve çamuru topraktandır;
İnsan toprak gibi mütevazı olmazsa adam olamaz!
Toprak kadar hakarete uğrayan başka bir mahluk yoktur.
Toprağa her türlü hakaret yapılır, ama yine de her nimet topraktan çıkar.
Toprağa her türlü hakaret yapılır, ama yine de her nimet topraktan çıkar.
- Menâkıbü'l Ârifîn, Ahmed Eflaki Dede; 1/145.
- İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.: 67, 68.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder