Bir gün Şeyh Sadreddin Konevi, Hünkar Hacı Bektaş-ı Velî Hazretleri'ne bir er göndererek:
-Pek mecburuz, sohbetinize iştiyâkımız var.
Fakat bulunduğumuz yerde de işimiz var.
Bu hizmet de onların hizmeti.
Sülük görmüş halifelerinden birini gönderse de burada ona bir mekan göstersek, bizimle beraber bulunsa, kendilerinin manâsını onda bulsak, kendilerinin kokusunu onlardan alsak, dedi.
Derviş vardı.
Sadrüddin'in bu sözlerini Hünkar'a söyledi.
Hünkâr, Pir Ebî Sultana döndü:
-Çerağcı, bizden istedikleri kimse sensin.
Yürü, Konya'ya var, Şeyh Sadrüddin nereyi gösterirse orayı mekân et.
Konya'yı sana yurt verdi.
Sînin (mezarın) ziyaret olsun, toprağın keffaret, buyurdu.
Pir Ebi Sultan'ın üç oğlancığı vardı.
Hünkârın emri üzerine kalktı karısına gitti, halini anlattı.
Oynayan oğlancıklarını aldı, Konya'ya geldi.
Doğruca Sadruddin'e vardı, hali bildirdi.
Sadruddin, Pir Ebi'yi ağırladı.
Sonra beraberce bir yere vardılar:
-Burası, hem bize yakındır, hem de karşı, dedi.
Pir Ebi oraya bir tekke kurdu.
Bir çok mürid ve muhip yetiştirdi.
İki oğlu, bulaşıcı hastalıktan öldü.
Üçüncüsü ölürken keramet gösterdi.
Bu olaydan sonra Konya halkı Pir Ebi Sultana çok fazla bağlandılar.
Daha sonra Konya'da öldü.
Mezarı, Lârende kapısının dışındadır.
- Şeyh Sadruddin Konevî, Ahmet Şeref Ceran, s. 94.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder