İlâhiyatçı-Yazar Mevlüt Özcan anlatıyor:
Sene 1990.
Bolu'da bir öğrenci kampında çocuklara din dünya bağlantılarını anlatıyoruz.
Bir müddet sonra, sanki gizli bir terör kuruluşuymuşuz gibi kampımız basıldı.
Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne götürdüler bizi.
Sonra, sorgu bitti, İstanbul'a döndük.
Ben perşembe günü İstanbul'a döndüm.
Cuma günü Zeytinburnu Kazlıçeşme Fatih Camii'nde Gönenli Hoca'yla karşılaştık.
Vaaza gelmişti Hoca.
Hanımlara vaaz ediyordu her hafta bu Fatih Camii'nde, cumadan iki üç saat önce.
Elini öpmek istedim.
Elini öptürmezdi Gönenli Hoca biliyorsunuz.
Câminin müştemilâtında şöyle yanyana oturduk.
Elini elimin üstüne koyarak, ben kendisine hiç birşey söylemediğim halde:
-Bak, yılgınlık yok!..
Gazan mübârek olsun, sakın ola yılma!
Yılmayacaksın, daha fazla çalışacaksın!..
Bu yapılanlardan edilenlerden gözün yılar da kenara çekilirsen, gayretini, himmetini, hizmetini kısar kesersen, Allah cezalandırır seni!
Sakın yılma, yılmayacaksın!
Daha fazla, daha hızlı, daha istikrarlı çalışıp çabalamaya devam etmelisin!
Bunların hepsi gelir geçer.
Dünya çulu, dünya çaputu bunlar.
Bunlar eskir geçer, diyerek beni hem teselli etti, hem de güç verdi bana.
Gönenli mübâreğin o güzel yaklaşımıyla, azmim bilendi, iştiyakım yenilendi.
Kerâmeti zâhir bir veli ve büyük bir hizmet adamıydı Gönenli.
O büyük hizmetleriyle iki cihan azizliğinde çok çok gönendi.
Bizler de göneniriz inşaallah...
* Gönenli Mehmet Efendi, Mustafa Özdamar, Sh. 135, 136.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder