27 Temmuz 2010 Salı

Kayseri Pastırması, Kayseri



PASTIRMANIN HİKAYESİ


Orta çağda yaşayan Romalılardan Avrupa’ya akın eden  Hun Türklerinin pastırmayı bir yiyecek maddesi olarak kullandıklarını öğreniyoruz yine Romalı bir yazar olan Waber Baldamus, Antalyalı Amianus MS 273-275 yıllarında yazmış olduğu eserinde Türklerin  et  ürünleri  ile ilgili yiyecek  alışkanlıklarından  bahsettiği bildirilmektedir.Bugün  bile Macar  müzelerinde sergilemekte  olan  Hunlara ait iki cepli  eyerlerinden öğreniyoruz ki  kurumuş  etler atın baldırına ve vücuduna değmemektedir. Orta Asya’dan batıya akın eden Türk Hun süvarilerinin  eyerlerinin çantalarını dolduran kuru et  konservesi,Anadolu’ya gelerek yerleşen  Oğuz Türklerin de pastırmacılığın bulunması ve günümüze kadar gelmesi bugün Orta Asya bozkırlarında yaşayan göçebe Türklerin sonbaharda  kışa hazırlık olarak tuzlu,kuru ve dumanlı et konserveleri yapmaları bu sanatın orta Asya dan  geldiğini göstermektedir.
Hayvanlarının iyi şekilde ıslah  etmiş  ve bir çok  yeni ırklar meydana getirmiş olan Türkler hiç şüphesiz ki  bunlarında etinden  en iyi şekilde istifade etmesini bilen insanlardır.Kayseri’de Pastırmacılık ise Orta Asya dan gelen Türklerin etkisiyle başlamış  ve zamanla daha da gelişmiştir 1611-1682 yılları arasında yaşamış olan ünlü  Seyyah Evliya Çelebi,Seyahatname isimli eserinde “..lahm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve miskli (güzel kokulu)et sucuğu bir tarafta yoktur.” diye belirtmektedir.



·  ÇARŞILAR
·  ÇEŞMELER
·  HAMAMLAR
·  HANLAR
·  KALELER
·  KÖPRÜLER
·  KÖŞKLER
·  KULELER
·  KÜMBETLER
·  MAĞARALAR
·  MEDRESELER
·  MÜZELER
·  TÜRBELER
·  Gilaboru
·  Keşlik 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder