-Şimdi iş ve hizmet zamanıdır.
Sen elinden geldiği kadar taat ve itaat üzre çalış ve çabala!
Ve bana hiç güvenme!.. Allah adamları Allah'ın sıfatlarıyla muttasıftır.
"Sur'a üfürülünce, o gün artık aralarında soy bağları kalmaz, birbirlerinden (bir şeyler de) soramazlar." (Kur'an-ı Kerîm: 23/101) diyerek onu biraz paylayınca, orada bulunan herkes:
-Bizim halimiz ne olacak? diye uğunmaya başlamışlar.
Bunun üzerine Hazreti Mevlânâ:
-Yo yoooo!. hayır!..
O kadar korkulacak kadar da değil bu iş!..
Ben istedim ki, bizim Emir Alim tamamıyle tembel olmasın!
Ve hilekar nefsine tembellik öğretmesin!
İmkan nisbetinde çalışıp çabalasın!..
Zira, yüce Allah âtıl ve batıl kimseleri sevmez!
Sevgili bu tarzdaki aşk perişanlığını sever.
Boş yere çalışmak bile uyumaktan daha iyidir.
Bir kimse Allah'a iman ve itaat etmekten bir an ziyan etmişse kâfir olayım ben!..
O, takva+zühd ve iyilik işini tutar; çünkü iki dünyada kurtulma onunla olur.
Yoksa, eğer ben, Allah'ın sonsuz rahmetinden bana mâlum olanı bildirir, açıklar ve halka söylersem, herkes işini gücünü bırakır ve hiç kimse yerinden bile kımıldamaz!
Sen mutlak bir emniyet içindesin.
Oysa hamlar, senin daha çok korku ve ümid içinde olduğun itikadındalar.
- İnsanlığın Pîri Hazreti Mevlânâ, Mustafa ÖZDAMAR, Sh.: 63, 64.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder