Yakınları onun birçok kerâmetlerine şâhid olmuşlardır.
Bir tanesini şöyle naklederler:
Bir gün Sultan Veled Hazretleri, Çelebi'nin bağına teşrif edip, iltifatlarda bulunmuştur.
Dostların canları bal istedi, fakat, bunu bildirmediler.
Çelebi Hazretleri bahçıvanına:
-Filân kovandan taze bal çıkarıp getir, diye emretti.
Bahçıvanı kovanı açtı ve birkaç petek beyaz bal çıkarıp huzura getirdi.
Çelebi yine:
-Bal getir, diye emretti.
Aynı kovandan beş altı petek bal daha getirdi.
O:
-Yine getir, diye buyurdu.
Bunun üzerine bahçıvan:
-Bu sondur, artık çıkarılmaz, dedi.
Çelebi:
-Getirdiğin bal, Hüdâvendigâr'ın oğlu için tükenmeyen bir denizdir.
Sen ondan kıyamete kadar da getirsen yine tükenmeyecektir, dedi.
Nihâyet on yedi sâf petek getirdiği halde yine kovan dopdolu idi.
Çelebi:
-Bütün bu bereket, Mevlânâ Bahâeddin Hazretleri'nin ayağındandır, buyurdu.
İki yüze yakın dost yiyip götürdüğü halde yine sini dopdolu idi.
Dostlar kalkıp gidecekleri vakit Çelebi, o kovanı Veled Hazretleri'ne verdi.
Sultan Veled, bunu evine götürdü.
Bir müddet sonra o kovandan birçok kovanlar hâsıl oldu.
Uzun zaman ondan faydalandılar.
O baldan şerbet yapıp verdikleri her hasta çabucak iyileşmiştir.
- Menâkıbü'l Ârifîn, Ahmed Eflaki Dede; II/172.
- Konya Velileri, Hasan Özönder, Sh. 68, 69.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder