Kaos, memleketi darbenin kucağına itti.
Ya da darbeciler hadiselere tepkisiz kalarak darbeye zemin hazırladı.
12 Eylül 1980'de silahlı kuvvetlerin dört kuvvet komutanı Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'in başkanlığında darbe yapıp Milli Güvenlik Konseyi'ni (MGK) kurdu.
Bu konsey, Kasım 1983 seçimlerine kadar ülkeyi yönetti.
Siyasi parti liderleri tutuklandı.
Ülkede sıkıyönetim ilan edildi.
21 Eylül'de yürütme yetkisi MGK'da olacak şekilde Bülent Ulusu Hükümeti kuruldu.
Bir yıl sonra tutuklananların toplam sayısı 122 bine ulaştı.
Ülkedeki terörist saldırılar yüzde doksan oranında azaldı.
Terör ve anarşi suçundan dolayı elli kişi idam edildi, binlerce kişi işkence gördü.
Askeri darbe gece saat 04:30'da gerçekleşti.
Mahmud Efendi o esnada emr-i bi'l maruf seferinde idi.
Yol işlerinden sorumlu tayin ettiği merhum Bilal Öztürk de yanındaydı.
Amasya üzerinden Samsun-Engiz'e gelirken asker yollarını kesti:
-Asker yönetime el koydu.
Seyahat yasaklandı.
Herkes olduğu yerde kalacak.
Kimse hareket etmeyecek.
Geri dönün! dedi.
Hacı Bilal:
-Siyasî bir gayemiz yok, dedi.
Kumandan:
-Olmaz diyorum, geri dönün, dedi.
Bu esnada arabaya yaklaştı.
İçerde Efendi Hazretlerini görünce halinden etkilenmiş olmalı ki fikrini değiştirdi:
-Hiçbir yerde mola vermeden yolunuza devam edin, dedi.
Sabah namazına Engiz'e geldiler.
Fakir de namaza gidince baktım ki medresenin avlusunda İstanbul plakalı bir araba var.
O ara Hacı Bilal'i gördüm.
"Hoş geldin" deyince:
-Darbe oldu, dedi.
Ben de latife yapıyor, "Biz sabah senden evvel medreseye geldik" diyor zannettim.
"Senin darben baş göz üstüne" deyince:
-Latife yapmıyorum.
Asker yönetime el koydu, ihtilal oldu, dedi.
İçeriye girdiğimde Efendi Hazretleri murakabe halindeydi.
Sabah namazını kılıp işrak vaktine kadar bekledik.
Efendi Hazretleri yoldan gelmesine rağmen mukimken neleri yapıyorsa aynısını îfâ etti.
Ardından okunan Aşr-ı Şerif'ten sonra sohbet etti.
İmam-ı Rabbânî Hazretleri'nin Mektubat'ından okundu.
Kahvaltı için eve geçtik.
Radyo dinlemez, biri ona haberleri hülasa ederdi.
O sabah:
-Kâmil Efendi! Radyo var mı?
Haberleri dinleyelim.
Necmeddin Bey kardeşimiz ne haldedir?
Allahü Teâlâ memleketimizi de onu da muhafaza buyursun, dedi.
Haberleri dinledik.
Hayat tabii seyrindeymiş gibi devam etti.
12 Eylül Cuma gününe tekabül etmişti.
Şehirde sokağa çıkma yasağı olduğundan millet merkezde Cuma namazı kılamadı.
Köprüyü de asker tuttuğundan derenin yukarı kısımlarından ayakkabılarını çıkararak karşıya geçip bizim camiye gelmişlerdi.
Efendi Hazretleri kürsüye çıkıp vaaz etti.
Kendisinde hiçbir şekilde tereddütten bir emare yoktu.
Onu, 12 Eylül günü dinlerken tevekkülün bir mümini dağ gibi nasıl sarsılmaz kıldığını “aynel yakîn" müşahade ettim.
* İhsan Şenocak'ın Yazısı, s.49, 50.
Lalegül Dergisi, Aralık 2022 Sayısı, Sayı: 118.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder